10 Mayıs 2014 Cumartesi

Philomena (Umudun Peşinde)



Stephen Frears’ın bol ödüllü yeni filmi özellikle gerçek bir olaydan esinlenen senaryosu ve Judi Dench’in Oscar’a aday gösterilen performansıyla dikkat çekiyor.Film bu senin Oscar ödüllerine de dört dalda aday olmuş ve eli boş dönmüştü. Fakat Bafta ve Venedik Film festivallerinden ise en iyi senaryo ödülü ile geri döndü.Film ayrıca İstanbul Film Festivali’nin de Açılış Filmiydi
 Philomena henüz bir genç kızken, evlilik dışı bir ilişki sonucu hamile kaldığında babası tarafından evlatlıktan reddedilmiş ve bir manastıra bırakılmıştır. Burada doğurduğu ve başka bir aileye evlatlık verilen oğlundan bir daha hiç haber alamamıştır ama elli yıl sonra bir gazeteciyle yollara düşerek çocuğunu aramaya başlar. Manastırın kirli sırları ortaya çıkarken, Philomena da izini kaybettiği oğlunun hayatına dair birleştireceği parçaları toplar.



Film güzel ama Judi Dench'in oyunculuğu çok ayrı bir güzel ve filmin önünde. Diğer oyunculuklarda başarılı desek yalan olmaz.. Hikayede bazı bölümler çabuk geçip gidiyordu. Ancak bu hikayenin kavranması için bir engel teşkil etmiyordu.Film aslında dinine düşkün ve inanmayan iki insanın polemiklerini de içeriyor. Ancak bu belli standartların dışına çıkmıyor. Film etkili bir konu olduğu için film kendini izlettiriyor. Ama öyle can alıcı bir merak bırakmıyor.
Özetlemek gerekirse Philomena, alışamadığımız soğuk İngiliz esprilerinin biraz daha kalitelisini içerisinde barındıran mizahi bir film gibi görünmesine rağmen aslında derin bir dram filmi. Ama sulu bir mizah olmamasını sağlayan dram; ajitasyona kaçmasını engelleyen bir mizah aynı potada eritilmiş ve dengesi tam kıvamında bir film ortaya çıkmış.Bu anneler gününde sinemada izlenicek güzel bir mizahi dram.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder