In Bruges tarzı bir film diye düşünmüştüm ki, yönetmenin aynı olduğunu farkettim. İlginç yapımlardan birisi olmuş diyebilirim...Kaliteli oyuncularının oluşu filmi izlenmeye değer kılıyor herşeyden önce...Bununla birlikte filmde bolca gönderme var aslına bakarsanız...En çoğu da heralde klişeleşmiş senaryolara olucak ki filmin herkesin tahmin ettiği bir şekilde olağan görünen sahnelerinin değişik sonları bir nevi sizi ters köşe yapıyor...Bu söylediklerimde bir kara mizah öğesi olarak seyirciye yansıtıldığı için de hafif absürd komedi , hafif de trajedi havası soluyorsunuz filmde...Seven Psychopaths adı da filmin içindeki film çekme çabalarından geliyor.
Aslına bakarsanız filmin içindeki film için yaratılan karakterler de bir nevi canlandırılıyor...Çok orjinal karakterler de var..Her ne kadar mizacen olarak tasarlanmış olsalarda...Orjinal bir hikayeydi ...
Filmin konusu ise şöyle:Marty, Yedi Psikopat adını koyduğu ama hikayesini bir türlü tam olarak kurgulayamadığı kitabını zar zor yazma çabası içerisinde olan bir yazardır. Çılgın yönleri olan, işsiz aktör Billy ise Marty’nin komşusu ve en yakın arkadaşıdır. Bu aralar geçimini ise zengin köpek sahiplerinin köpeklerini kaçırarak, fidye isteyerek sürdürür. Marty'yi ise piskopat biçimde 'çok' sevmektedir. Oldukça befendi bir adam olan ve eşi kanser tedavisi gören Hans ise Marty’nin suç ortağıdır. Geçmişte ortalığı birbirine karıştırmış bir adamken, artık kendisini daha sakin bir hayata ve dine adamıştır. Fakat Billy ve Hans son işlerinde baltayı taşa vururlar. Psikopat bir katil olan Charlie'nin çok kıymetli köpeğini çalarlar. Charlie hayattaki her insanı biricik sevgilisi olan köpeği için öldürebilecek bir delidir. Marty tüm bu kovalamacada nihayet kitabını tamamlayabilecek ilhamı bulur; şimdi mesele Charlie'den kaçıp hayatta kalmaktır!
Sonuç olarak ise benim gözümde başarılıydı...Ne kadar yavaş ilerlese de ...Akıcı bir hikayesi olduğunu düşünmesem de izlediğime de pişman olmadım diyebilirim izleyecek arkadaşlara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder