Başrollerini Bryan Cranston ve Aaron Paul’un paylaştığı bir Amerikan aksiyon,macera, dram dizisi olan Breaking Bad’ten bahsedeceğiz. IMDB puanı pek çok kişi tarafından kriter alınmıyor ama yine de 9.4 puan almış bir diziden bahsedeceğiz.
Her bölümü ve senaryosu üzerine çok emek harcanmış bir yapımdan bahsediyoruz. Dizilerin geneli sıkı başlangıç yapar ve daha sonra git gide kısır bir döngüye girerek sıkar insanı ancak Breaking Bad’te bu durumun tam tersini görüyoruz. İlk sezon biraz sıkıcı gelebilir ancak sezonlar ilerledikçe bir bağımlılık halini alıyor Breaking Bad.
Breaking Bad dünya genelinde çok tutulmuş bir dizi olsa da gözlemlediğim kadarıyla Türkiye’de bu dizinin izleyicisi çok fazla değil. Hatırı sayılır bir kitle var elbette.
Bir lisede kimya öğretmenliği yapan Nobel ödülü almış bir grubun üyesi olan bir kimyagerin; Walter White’ın (Bryan Cranston) kanser olduğunu öğrendikten sonra karısı Skyler (Anna Gunn), sakat oğlu Walter Jr. Flynn (RJ Mitte) ve doğacak çocuğuna geride bir şeyler bırakabilmek amacıyla uyuşturucu (metamfetamin-kısaca kristal meth) üretimine başlamasını konu alıyor. Ona yol göstermesi için hali hazırda uyuşturucu üreticisi ve kullanıcısı olan eski bir öğrencisi Jesse Pinkman (Aaron Paul)’dan yardım almaya başlıyor. Yalnız tek sorunu ortağının yani Jesse’nin uyuşturucu müptelası olması değildir. Aynı zamanda Walter’ın bacanağı Hank (Dean Norris) bir DEA (Narkotik) çalışanıdır ve evlerine doğal olarak sık sık gelip gitmektedir. Bütün bunlara rağmen ailesine iyi bir gelecek yaratabilmek için Walter gecesini gündüzüne katıp, yeri geldiğinde ailesini geriplanda tutarak uyuşturucu üretmeye çalışacaktır. Peki, bu esnada hayatından neler eksilecektir?
Walter White namıdiyar Heisenberg dizinin başrol karakteri amcamız. Masum bir amaçla giriştiği işten (uyuşturucu üretmenin masumluğu olur mu emin değilim) tam bir hayvan olarak çıkıyor.Bryan Cranston gerçekten olağanüstü, süper soğukkanklı ve bir o kadarda kült bir karakter olarak oynarak müthiş bir performans sergiliyor.
En başında bilinmesi gereken önemli bir bilgi var. Bu dizi Amerika’da AMC isimli bir kablolu TV kanalında yayınlanmakta. Bu şu mânâya geliyor; sert öğeler olabildiğince serbest. Yani genel kurallara uymaları gibi bir zorunlulukları yok. Bunun ne mânâya geldiğini en iyi son zamanların favori dizilerinden Spartacus: Blood and Sand isimli diziyle açıklayabiliriz. Normal bir kanalda uyuşturucu ile alâkalı, hele ki üretimini konu alan bir hikâyeyi tahmin edersiniz ki göstermek çok kolay değil. Tabi dizinin başarısı bunun çok çok ötesinde. Dizinin temelinde yatan, iç hesaplaşmalara yol açan, normal bir insanın suça bulaşması durumunda neler yaşacağını, hayatının ne denli değişebileceği. Üstelik bunu oldukça başarılı bir şekilde yapıyor.Dizinin hali hazırda birçok ödülü var bu arada bunlardan birkaçıda emmy ödülleri.
Son olarak olağanüstü oyunculuk-muhteşem yönetmenlik-ultra süper senaryo , yani inanılmaz bir ekip çalışması var ortada.Teşekkürler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder